11 Eylül 2011 Pazar

Bir Hiphop Jam Eleştirisi...

                               
Eskilerden bir hiphop partisinin afişi. Sanıyorum ki; Dj Mahmut & Murat G ikilisinin albümü yeni çıkmıştı. Yeraltı Operasyonu albümü de çıkmamıştı. Harbiye'nin sağlam mekanı Captain Hook'ta! Vay Beee!..

Doksanlarda yapılmış jamlerden, kuşkusuz en büyüğü ve en efsane olanı Kıyamet Günü adlı hiphop jam'dir. Şu ana kadar, hiphop ile ilgili olarak katılamadığım için en fazla üzüldüğüm tek partidir diyebilirim.

Son olarak 2001 yılında Devil Dogs'un bir partisini izlemiştim. Tam bir hiphop partisiydi. Hiphop dinleyicileri tam anlamıyla hiphopstyle takılıyorlardı: Bereler, geniş capler, full capler, baggie style pantolonlar, fat lace takılmış oldskool gazelle, puma gibi oldskool ayakabbılar, formalar, ekose gömlekler...

O dönem Ankara'nın etkin writerlerı (ben dahil :D) tüm tuvaletleri rengarenk markerlarla tag'e boğmuştu. Party sonrası tuvaletlerde tag atılmamış hiçbir yer kalmamıştı. 

Break Dance ağırlıklı bir partiydi. Mc'lere biraz az yer ayrılmıştı. Ama harbi partiydi. Parti gibi partiydi...

Aradan geçen 10 yılın ardından tekrar bir hiphop jam'deyim. Böğüren Record (Records değil Record :D) tarafından düzenlenen partiye gidelim...


Saat 3 gibi Necil Fazıl Tiyatro Salonu'na girdim. Gördüğüm tablo karşısında hayli şaşırdım. Bildiğimiz koltuklu tiyatro salonunda hiphop partisi yapılıyordu. Garipsedim. Tiyatro salonunda hiphop partisi yapılır mı?! Bar olacak, sahne olacak. Herkes ayakta olacak. Koltuk olursa herkes oturur. Kimseyi ayağa kaldırıp dans ettiremezsin! Gerçekten de seyircilerin yarısı oturup muhabbet ediyordu. Yaş ortalaması o kadar küçüktü ki; kızlar, erkekler hiçbiri yerinde duramıyordu. Koltuğa oturanlar, kalkıp ordan oraya koşturanlar, sürekli dışarı çıkıp, girenler. Böyle boktan bir iş görmedim. Resmen kıyamet günü gibi. Sürekli bir insan sirkülasyonu vardı. Hatta bazısı abarttı. Kimisi gitti sahneye çıktı. Sahnenin önündeki bölüme oturdular. Bazıları merdivenden çıkıp, DJ'in yanında takıldılar?? Ben bu kadar terbiyesiz dinleyici kitlesi görmedim açıkçası. Yaşları cidden küçüktü ama. Bir an kendimi anaokulunda gibi hissettim. 

Anlamadığım durum; organizasyon ekibi neden bu kadar basiretsiz davrandığı? Sahneye çıkanlara kimse inin demiyor. Bir ara sahnede 15-20 tane seyirci vardı. DJ'in yanında durdular. Adamın çaldığı aletleri incelediler. Hatta bir ara 2 tane kız geldi. Etekli-topuklu ayakkabılı 2 kız DJ'in yanında bostan korkuluğu gibi dikildiler! Bir ara onların, rnb vokal yapacaklarını düşündüm. Ama yoo gayet gereksiz 2 insan orada durdular, DJ'in yanında. Dinleyici, sahnede DJ ve rap yapacak gruplardan başka hiç kimseyi orada görmek istemez. Sahnenin sürekli kalabalık olması disiplinsizliktir, organizatörlerin basiretsizliğidir. Eee böyle bir organizasyonu da haliyle kimse iplemedi. Sahneye çıkanlar, oturup sohbet edenler, dolaşanlar, dışarıda çay içenler...Parti demeye bin şahit ister:))

Tekrar dinleyici kitlesine dönelim. Ortamın yaş oranı takribi 14-15 civarıydı. Eskinin; rastalı, şapkalı, piercingli, bol pantolonlu b-girllerden eser kalmamış. Gayet askılı, badili, şortlu kız dinleyici. Hiphop dinleyicisinden daha çok Serdar Ortaç, Kenan Doğulu konserine gelmiş gibiydiler. Çok şaşırdım açıkçası. Bazısının elinde SLR kamera fotoğraf çekip duruyorlardı. İnsan bir hiphop partisine neden SLR lensli fotoğraf makinesiyle gelir ki?! Sen gazeteci misin? Basın mensubu musun? Hayır. Eğlen, dans et. Oraya eğlenmeye dans etmeye gelmemiş ki. Daha eğlenmesi gerektiğinin bile farkında olmayan berbat bir dinleyici kitlesi. Gerisini siz hayal edin?!

DJ olarak sahnede Arda diye biri vardı. Kendisini çok kötü buldum. Hatta kötüden öte buldum. Bir hiphop DJ'i bu kadar mı kötü hiphop çalar. Ne kadar popüler MTV rapi varsa onu dinletti. Busta Rhymes filan dinletti. Gönlümüz; Wutang dinlemek isterdi. NWA dinlemek isterdi. JMT dinlemek isterdi. Ama hayır. Ne kadar poplaşmış, çöpleşmiş parça varsa onları çaldı. Kendisinin rap birikimi ne kadar ister istemez merak ediyor insan. Hayatımda ilk kez bilgisayarıyla, mikseriyle ilgilenmeyen DJ gördüm! Çok ilginç. Yanına 2-3 kız geldi. Adam bıraktı işi gücü, kızlarla sohbet ediyor. Bir şey anlatıyor. Bakın böyle bir şeye ne hiphop partisinde, ne de house club'ta şahit oldum. Hatta DJ dediğin adam mikserine, cd'lerine bakmaktan etrafına bakmaya fırsat bulamaz. Ama bu DJ maalesef pek ilgili değildi. En azından benim bahsettiğim şeylere...

Saat 14.00'da başlayan partiye ilk önce amatör gruplar çıktı. Amatör dediysem; yaşların 13-14'ten başlayan genç arkadaşlar bunlar. Amatör gruplar çok hevesliydi. Bazılarını gerçekten beğendim. Fakat işin garip kısmı isimlerini öğrenemedik. Çünkü sunucu çok kötüydü. (Ne iyiydi ki :D) Sahneye grup çıkıyor. Adını söyleyen yok. Bağırarak takdim edilmesi lazım. Kimse sahneye çıkan grubu bilmek zorunda değil. Sonuçta hepsi underground mc'ler. Misal ben konserin sonunda poplu rapli tuhaf bir şey söyleyen biri için "bu kim?" dedim önümdeki gence: "Abi bilmiyor musun?" dedi. "Yooo" dedim. "Sokrat abi o" dedi :))) Bilmek zorunda değilim. Kimse bilmek zorunda değil. Ama partiyi sunan sunucu tanıtmak zorunda. O yüzden birçok grubun adını öğrenemedim. O yüzden sadece performansı aklıma gelenleri yazıyorum. Öncelikle amatör gruplar:

Ares & Katip: Sahnede çok hareketli ve renkliler. Birbirleriyle iyi bir senkron yakalamışlar. Seyirciyi coşturmasını da başarıp, alkış aldılar. Böyle devam...

Sergio: Çok konuştu, sıktı. Kriz Empoze diye birinden bahsetti. Açıkçası kimsenin umrunda değildi anlattıkları. Performansını vasatında altında buldum. Pop vokalini kullanarak bir şeyler geveledi. Hiçbir şey anlamadım. Çok kötüydü.

Fobi Kast: Seyircinin arasında ve sahnede çok takıldı. Kendisinden önce çıkan gruba back vokal yaptı. Tabi yaptı denirse. Bana göre yaptığı hoş değildi. Sahnede yığılmış seyirciden çok rahatsız oldu ve haklı olarak hepsini aşağıya indirdi. Baştan beri tüm grupların şikayeti olan "seyircinin kalitesizliğinden" yakındı. Yapacak bir şey yoktu. Gerçekten seyirci berbat ötesiydi! Seyirciye gereksiz bilgiler verdi. Albümünden bahsetti. Seyirciye, "söyleyeceği şarkının exclusive olduğunu ve videosunu çekmelerini" önerdi. Kimsenin umrunda değildi. Yine de 1-2 kişi kaydetti. Performansı iyi değildi.

Nu Sound & Uur: Organizasyonu Uur denilen şahsiyet yaptığı için ismi broşürde büyük puntolarla geçiyor. Hani kim bu dediyseniz baştan söyleyeyim :)))

Neyse. Nu Sound & Uur hardcore stilleriyle dikkat çektiler. Sahnede çok canlılar ve bu leş seyirciyi bile coşturmayı başardılar. Bu çok büyük bir artı. Birkaç tane gaz şarkıları vardı. Şarkılarını biraz daha düzenlerlerse; çok iyi parti hitlerine dönüştürebilirler. Ankaralı bu grup da fena sayılmazdı.

Orçun Varol: Deri ceketiyle arzı endam etti. Arzı endam etti diye süslü cümleler kurduğuma bakmayın. Hayatımda ilk kez duyuyorum bu ismi:)) Şanışer'i bile 3 haftadır bilen birisi "arzı endam etti" deyince; yıllardır Orçun Varol dinliyormuş gibi anlaşılabilir. Öyle anlamayın :))

Seyirciden çok yakındı. Seyirciyi hiç beğenmedim dedi. Organizasyonu da beğenmediğini söyledi. Açık sözlülüğünü beğendim. Ama çok konuşuyor sahnede. Gevezelik yapması çok sıkıcı. İnsanlara "ben çok profesyonelim, sahnede çok rahatım havası" veriyor ama bunu biraz itici buldum. Mesela beati bayık bir şarkı vardı. Biraz bir şeyler söyledi, sonra durup "bu olmadı dimi, değiştirelim dimi?" gibi bir şeyler dedi. Seyirciyle bu kadar laubali olmayı gereksiz buluyorum. Volkan Konak gibi bu kadar çok gereksiz konuşmaya gerek yok. Genel olarak şarkılarını vasat buldum. Fakat ilk sahne aldığında yaptığı acapellayı beğendim. Kötü rapper değil ama kötü şarkı yazıyor. Biraz daha çalışmalı...

Dr. Mr: Geldiğim andan beri sahnedeydi. Açıkçası onu sahnede görmekten çok sıkıldım. Bütün grupların şarkılarına girdi çıktı, sürekli sahnede sunucuya eşlik etti, insanları zorla ayağa kaldırdı. Bir şekilde sahnede duruyor zaten. Sahne önündeki kızlarla sohbet etti. Sonra 2 tane kız geldi. Bu kızlar, yukarıda bahsettiğim DJ'in işi gücü bırkaıp sıhbet ettiği kızlar. Sürekli bunlara sarılıp, garip garip hareketler yaptı. Bir Mc'nin cool olması gerektiğini, sahnede bu tarz pespaye hareketler yapmaması gerektiğini biri bu genç arkadaşa söylemeli. Ayrıca giyinişi de berbattı. Söylediği şarkıları hatırlamıyorum. Sadece sahnede milyonlarca hayranı olan biri gibi davranıyordu. Komikti:)) İsminden, cismine kadar her şeyi itici. Biraz düşünsün, düzeltsin kendini!

Evet gelelim Head-Liner Mc'lere. Konserin ortasındaydık. Organizasyon masasındaki gençlerle biraz sohbet ettim. Organizasyonun gidişatıyla ilgili bilgi aldım. "Şu an amatör gruplar çıkıyor. Şehinşah, Sokrat, Şanışer  bizim ofiste" dediler bana. Saat 16.30 olmuş. Partinin esas adamları ortada yok. Ben böyle bir şey ilk defa duyuyorum. Parti olur herkes birlikte eğlenir. Fakat bu mc'ler bana göre gayet amatör olmalarına rağmen, şimdiden star havalarına bürünmüşler. Ya da birileri böyle bir hava yaratmak istiyor. Jay-Z havaları? Underground rapte çok dandik işler oluyormuş da haberimiz yokmuş! :))

O kadar sıkıldım ki; anlatamam. Amatör gençlerin çoğu iyiydi. Ellerinden geleni yaptılar. Fakat HeadLiner'lardan önce çıkan orta puntolu grupların çoğu berbattı. İçerideki klimanın soğuğu da berbattı. Yaz günü diye içeride kış havası yaratılmış.Çıktım biraz çay içtim. Sıkıntıdan patladım. O esnada bir şarkıya eşlik eden Murder'ı kaçırdım. Çok üzülmedim çünkü onun da adını ilk kez duydum. Fakat öğrendim ki; Murder da çok önemli biriymiş. Olabilir. Çünkü feat perfomansı gayet iyiydi. Canlı performansı da featuringini aratmamıştır bana kalırsa.

Şanışer & Sokrat ST & Berkan Özcan: Çok garip bir şekilde üçü birlikte çıktı. Berkan Özcan denen elemanı zaten ilk kez duyuyorum. Ama o da ünlüymüş demek ki :)) Bu üçlü çıktığında sürekli yanık yanık pop söyleyen bir eleman vardı. Acaba Sokrat bu mu diye merak ettim. Ayağında bağcıklı dexter vardı. Şanışerin de üstünde polo tişört vardı. Bu ikisi zaten rapper kimliğinden sıyrılmak için can atıyor gibiydiler. Şarkılarını Back Street Boys grubunun şarkılarına benzetiyorum. Yani hızlı konuşmalı rap, içli içli pop vokali. Berkan Özcan da aynı tarza sahip. Fakat onun yşaı biraz daha küçük. Saçları tam anlamıyla apaçi style'dı. Bu üç kişi tam bir boyband gibi görünüyordu. Saat 18.30'a kadar bunlar için mi beklemişti insanlar. Yani bu söylenenler, bu yapılan müzik rap olmadığı için mi insanlar böyleydi????


Şehinşah: Sahne almadı! Oysaki Şanışer ve Sokrat söylerken sahne almak için arkada bekliyordu. Şanışer ve Sokrat'tan sonra sahne önündeki liselilerin sahne önünü terkedeceklerini tahmin ettiği için çıkmadı. Haklıdır...

Evet. Yazının sonu işte burası. Bir eleştiri yapıp bitirelim...

İlk geldiğim anda içerideki seyirciyi görünce apışıp kalmıştım. "Nerede homeboy'lar? Hani breakerlar?" dedim.   Erkekler; gömlekli, tişörtlüydü. Kızlar; 14-15 yaşlarında fön çekilmiş saçlarıyla, deri çantalarıyla, elbiseli, badili halleriyle gelmişlerdi. Bir hiphop partisi asla böyle seyircilerden oluşmaz. Asla!!!

Doksanlardaki underground rap camiası, rap için rap yapıyordu. East Coast, West Coast, Gangsta, Funky, Oldschool vs. Hep hiphop kültürü için emek veriyordu. Beslendiği kültür; her zaman hiphop kültürüydü. Sırf o yüzdendir ki; crossover featuringleri bile yapılmamıştır.

Fakat rap 1996-1997 periyodunda, Amerika ve Kanada'da kendi içinde bir evrime girdi. Bu evrimin sonucunda oluşan füzyon rapi çok ciddi bir şekilde etkiledi. 

İşte bu süreçte en fazla yara alan da Türkçe Rap oldu maalesef. Öncelikle Sagopa Kajmer'in nakaratları poplaştırmasıyla başladı. Sonra MT ve arkasından diğerleri geldi. Şüphesiz ki; SK ve MT'nin müzikal databaseleri çok sağlam olduğu için rap camiasının içinde adımlarını çok sağlam bastılar. Fakat özellikle Sagopa Kajmer'in etkilediği bu yeni; "pop yedirilmiş rap yapan jenerasyon" işleri çok farklı bir yöne çekmiş anlaşılan. Sagopa Kajmer rapten %20 çalıp, popa verdiyse; bu gruplar raptan %50-60 çalımışlar. Ortada cücük kadar rap kalmış! Şarkıları Boyzone gibi BSB gibi aşklı, güllü, şiirli pop şarkıları olmuş. Rap arada garnitür etkisi yaratacak bir hale gelmiş. 

İşte bu bağlamda; rap kitlesine, adyobatik olarak pop kültürünün kölesi olan ortaokullu-liseli gençler dahil olmuştur. 

Böyle bir kitlenin katıldığı hiçbir partide rap söyleyerek insanları eğlendiremezsiniz! Hep ezberledikleri nakaratları söylemek için beklerler. Onları ancak o nakaratları söyletecek insanları sahneye çıkararak memnun edersiniz.

Birileri diyor ki; "artık daha çok insan rap dinliyor". Hayır. Ben böyle bir çoğunluk istemiyorum. Hiçbir aklı başında rap dinleyicisi böyle çöp bir kitle istemez. Anlaşılan o ki; Doksanlardaki kitle kolay kolay geri gelmeyecek. 

PS: 10 yılda işler epey kötüye gitmiş. Yazık...

3 yorum:

Uğur EREN dedi ki...

Merhaba Rapmag, maalesef artık Hip Hop Jan ve Hip Hop Festivali adı altında yapılan etlinkliler düğün salonlarıdna yapılıyor... İnsanlar eğlenmeyi bilmiyor, eğlenecek ortamda yaratılmıyor..
Ayrıca, blogunuzdaki tüm yazıları çok başarılı buldum eğer izin verirsenzi bu yazıalrı kendi websitemde de yayınlamak istiyorum. ugureren@dinamikinternet.com adresinden bana mesaj atarsanız çok sevinirim.

Glasscow dedi ki...

@Uğur Eren

bu yazılar kısmi olarak sitenizde kullanabilirsiniz. Fakat kaynak olarak site linkini vermenizi rica ediyoruz.

Fatih dedi ki...

zevkle takip ettigim bir blog. eski kasetlerden bahsetmeniz beni ozellikle mutlu ediyor. yorumlamaniz icin icerik gondermek istiyorum size ama nasil ulasabilirim?